30 Nisan 2021 Cuma

Gurur Çiçeği*




* Yukarıdaki fotoğraf 1900′lü yılların başında, Belçika Kralı II. Leopold’un Afrika’daki sömürgelerinden biri olan Kongo’da, bir din adamı tarafından gizlice çekilmiş. Aşağıdaki şiir de o fotoğrafa bakarak yazılmıştır.


Fotoğraftaki adam, kendisi gibi köle olan ve yeterince kauçuk toplayamadığı için cezalandırılan 5 yaşındaki kızının kesilen sol eli ve sağ ayağına bakıyor. Bu korkunç fotoğraf 1885 ve 1908 yılları arasında Kral Leopold’un Afrika’daki hakimiyeti süresince işlenen 5 milyon cinayet ve sayısız işkenceden sadece birisinin tanığı ve Kral Leopold’un, Afrika’da sahip olduğu topraklardan elini çekmesi ile sonuçlanan medya tepkisini başlatan belgelerden birisi. 


Gurur Çiçeği

Kestiler kara elini kara derili kızımın

kara gözlerine baka baka kara ayaklarını

karamıza ayak basan derisi ışıltılı adamların

dişlerinde parlayan sarı altının şerefine


Biz yılanları severiz, demeyiz size yılan!

çakallarla savaşırız, o yüzden çakal

biz aslanlarla yaşarız o yüzden vahşi

biz dostuz gorillerle, o yüzden goril

ki bazen çocuğumuzu onlar emzirir

bizi filler taşır, o yüzden fil

böcekleri tanırız, o yüzden böcek

dişleriz etimizi doymak için, o yüzden

demeyiz ağzınızdakine diş, çünkü dişlerler bizi zevk için

elmas altında yatar toprağımızın, o yüzden zengin

altın parlar umarsızca: "o yüzden altın da demeyin"

ve bu yüzden korkarız sizden tanrılardan daha fazla

çünkü gördüğümüz hiçbir şeye benzemezsiniz

ve siz gördüğünüz hiçbir şeyden bizim kadar iğrenmezsiniz

biz de sevebilir, zevk alabiliriz diye sizin kadar

yüzmeye bile değer bulmazsınız derimizi!


Ey Kral! Sarayında ressamların, aryalarında destanların

tarihinde savaşların ve kanın yıkımıyla yonttuğun kolonların

batıyor içine, içinde bir filiz gibi yetiştiğimiz tabiatın. Yağmaladın onu

kızım, vermedi sana içine doğduğu ağaçları, ey Kral!

ey mucid-i giyotin; kara bir ağaç gibi onu da budadın

Benim saçım kıvırcık, yağmurlarım gür çünkü

derim siyah, çünkü güneşim kızgın

gözlerim kırmızı, çünkü kin tutmaz

ve kollarım güçlü, çünkü kötülük nedir bilmem pek

ve şimdi yumuşaksa da bilincim, sertleştirir tarih kardeşim


Ey Kral! Senin savaşında çıkar, benimkinde yaşam var

Ben düşerim kar gibi, senin yağmurun asitle yağar

benim meskenim ormanlardır, seninki kauçuk tomarlar

ben ordusuz itaat ederim, didine yırtına tek başıma

ormana söylerim şarkılarımı, karıncalara

sen anlam şairleri, filozoflar ve ordunla

emirler yağdırırsın ırkına! Senin soyun belirsiz

her ihanetten türersin, ben benzerim ırkıma

senin dilin tornadan çıkar, benim dilimden siyah bir vida

ve batar tarihinin kalbine, bir ırmak gibi akar

seni öldüren, beni döndürmez arkama

Doğradın kızımı, ey kral, ve gönendin halkınla!

ve açtı bir gurur çiçeği kızımın kesilmiş uzuvlarında

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Suruç’a Ağıt

Temmuzun yirmisinde kabristanlar dipdiri genç ölülerin cesetleriyle dağlanmış bir ülkenin ovaları görmek konuşmak düşünmek söylemek yasa...