* Yukarıdaki fotoğraf 1900′lü yılların başında, Belçika Kralı II. Leopold’un Afrika’daki sömürgelerinden biri olan Kongo’da, bir din adamı tarafından gizlice çekilmiş. Aşağıdaki şiir de o fotoğrafa bakarak yazılmıştır.
Fotoğraftaki adam, kendisi gibi köle olan ve yeterince kauçuk toplayamadığı için cezalandırılan 5 yaşındaki kızının kesilen sol eli ve sağ ayağına bakıyor. Bu korkunç fotoğraf 1885 ve 1908 yılları arasında Kral Leopold’un Afrika’daki hakimiyeti süresince işlenen 5 milyon cinayet ve sayısız işkenceden sadece birisinin tanığı ve Kral Leopold’un, Afrika’da sahip olduğu topraklardan elini çekmesi ile sonuçlanan medya tepkisini başlatan belgelerden birisi.
Kestiler kara elini kara derili kızımın
kara gözlerine baka baka kara ayaklarını
karamıza ayak basan derisi ışıltılı
adamların
dişlerinde parlayan sarı altının
şerefine
Biz yılanları severiz, demeyiz size
yılan!
çakallarla savaşırız, o yüzden çakal
biz aslanlarla yaşarız o yüzden vahşi
biz dostuz gorillerle, o yüzden goril
ki bazen çocuğumuzu onlar emzirir
bizi filler taşır, o yüzden fil
böcekleri tanırız, o yüzden böcek
dişleriz etimizi doymak için, o yüzden
demeyiz ağzınızdakine diş, çünkü
dişlerler bizi zevk için
elmas altında yatar toprağımızın, o
yüzden zengin
altın parlar umarsızca: "o yüzden
altın da demeyin"
ve bu yüzden korkarız sizden tanrılardan
daha fazla
çünkü gördüğümüz hiçbir şeye
benzemezsiniz
ve siz gördüğünüz hiçbir şeyden bizim
kadar iğrenmezsiniz
biz de sevebilir, zevk alabiliriz diye
sizin kadar
yüzmeye bile değer bulmazsınız derimizi!
Ey Kral! Sarayında ressamların,
aryalarında destanların
tarihinde savaşların ve kanın yıkımıyla
yonttuğun kolonların
batıyor içine, içinde bir filiz gibi
yetiştiğimiz tabiatın. Yağmaladın onu
kızım, vermedi sana içine doğduğu
ağaçları, ey Kral!
ey mucid-i giyotin; kara bir ağaç gibi
onu da budadın
Benim saçım kıvırcık, yağmurlarım gür
çünkü
derim siyah, çünkü güneşim kızgın
gözlerim kırmızı, çünkü kin tutmaz
ve kollarım güçlü, çünkü kötülük nedir
bilmem pek
ve şimdi yumuşaksa da bilincim,
sertleştirir tarih kardeşim
Ey Kral! Senin savaşında çıkar,
benimkinde yaşam var
Ben düşerim kar gibi, senin yağmurun
asitle yağar
benim meskenim ormanlardır, seninki
kauçuk tomarlar
ben ordusuz itaat ederim, didine yırtına
tek başıma
ormana söylerim şarkılarımı, karıncalara
sen anlam şairleri, filozoflar ve
ordunla
emirler yağdırırsın ırkına! Senin soyun
belirsiz
her ihanetten türersin, ben benzerim
ırkıma
senin dilin tornadan çıkar, benim
dilimden siyah bir vida
ve batar tarihinin kalbine, bir ırmak
gibi akar
seni öldüren, beni döndürmez arkama
Doğradın kızımı, ey kral, ve gönendin
halkınla!
ve açtı bir gurur çiçeği kızımın
kesilmiş uzuvlarında