20 Temmuz 2023 Perşembe

Matmazel Dünebakan

Var mı ulan koymuyorum kendimi oraya hadi bakalım

Sayalım nereye varırlar az biraz kalkındırsak yaraları 


Deneme talimleriyle var ediyorum kendimi bir sön bir yan

Saçma bir korkuluğa tebelleş – ölümden var olum alabilir miyiz biraz?


Ben işte kendimi na buraya kadar kuruyorum tırnaklarımın ucuna

Tam ortasına koyuyorum oralarının kendime düşmem bir ihtimal

Neden gelip Galiçyalarını bana kokuturlar zırnık anlamam matmazel

Ben dönüp de bir resme bütünlüyken bakmam hiç


Marj marj kenara diyorum ora yancılarına marj marj kenara

Acısından bir lunapark yapabilir insan kendine yeterince delirirse

boğazınca bir deniz- ölüm ile hayat iki kayığıymış gibi bir sınır ustası

patlak bir isyan televizyonlarda kendisini ararken


oramıza yetmez lunapark dirilirken gemiler çekilmiş kalafatlara

çün’ deliler taşımaz bayrak - bir anonsun altında zırlar durur zarımız- 

“Çocuklar durun! buradan sonra yalnız Leviathan yaşayacak”

5 Temmuz 2023 Çarşamba

HÜZÜN TÜNELİ


Ben o ırmağı hayattayken geçmiştim
Sal yapıp ömrümü kıyılardan kıyılara
Bırakarak şehrin duvarlarında bir afiş
Esrar, borda, alabanda: sözlükte hiyerarşi
Kalbim titriyordu, yüzüğüm parmağımda
Gam, hüzün, yas, teknemde geniş geniz
Leviathan bir dairede tek perdeli lojman
Kapkara bir göl, üzgün bir deniz
Cebimde birkaç katliam peygamberi
Ümmetsiz halksız - dönüp dönüp başlayan
Kedi ölüleri, paslanmış çocuklar, yarım kalmış cinayet
Şifa dağıttım ifşa edilmiş sırlara, sustum
Ne derin bir mağaraymış gençliğim ne kadar uzak
Yıkanıp yundum geçmedi, meğer bitimsiz macera,
Kum çokluğu astım şöleni, bir o kadar hazin
İndirdim ipteki cesedi içini araladım
. . . . . . . . . . . . .- tıkırdayan, dipdiri bir saat
Gizlice taşıdım ceberruttan kaçırdığım yüzümü
Kötülüğün izi olmayan mermer yüzüm:
İçimle yüzüm arasında korkunç mesafe
Kan ve pençe: işte karşısındayım Golyat'ın
Bir merdiven tırmanırken uykuları tersine
Derisini yüzüyorum bir üslubun
Budanacak bir ağaç bahçede yalın
Kendisi değilse bile korkusu ölümün
Sonra abdestler, sonra itiraf
Ben, bir bıçağın ağzıyım
Şimdi onu hatırlatan şeyle de kestim selamı, çünkü
Anladım, kimmiş devrimi bana sevdiren müntehir
Eve döndüm sürünerek, kürek kemiklerim üşümüş
Ki Ali tanır bir Meryem
. . . .-Takma dişleri varmış 'fazladan Baba'mın-
Duyduğum fısıldayan bir iniltiydi annemden
Sırt çevirdim ve varlığım kendi bahçem
İşim gücüm yaşamak artık dindi o sapsarı özlem
Geçtim Arap çöllerini Filistin bitti Cezayir bitti

Suruç’a Ağıt

Temmuzun yirmisinde kabristanlar dipdiri genç ölülerin cesetleriyle dağlanmış bir ülkenin ovaları görmek konuşmak düşünmek söylemek yasa...