Temmuzun yirmisinde kabristanlar dipdiri
genç ölülerin cesetleriyle dağlanmış bir ülkenin ovaları
görmek konuşmak düşünmek söylemek yasak
oysa yapmaktır devrimin diğer adı
Tam on yıl olmuş saati günün dünde takılalı
katillere su veren katillerin itikadı
daha koyudur daha yeşil daha mavi
renklerin bizim alnımızdadır atlası
Kobane veya Rojava, Suruç ya da Pirsus
biziz buraların bağrı yanık abdalı
hangi barış dindirebilir zihnimize
parça parça kazınmış adlarınızı
Öyle bir şiir yazsam ki nefes alsanız orada
siz ne kadar ölüyseniz biz daha da çok paramparça
Ben Beyaz Toroslarla Sultanbeyli’de tanıştımdı arka kapısı açık
siz bir Maraş pogromundan kalleş bir bombaya güncel
Toros mahalleyi geziyordu boydan boya arka kapısı açık
sizin gözünüz kara, arzunuz başkasına açık kör kunduza kapalı
koca bir ülke var şimdi arkanızda, yarına koşan gözleri kapalı
Nasıl olsa mumyalar kavuşacaklar hak ettikleri mezara
biz sizinle şarkı söyleyeceğiz, nasıl olsa bir gün gelecek bahara