Kim ödeyecek azizim Türkçe Şiir’de Sirkeci’den kalkmayan trenlerin hesabını
biz bu gar meyhanesinde
böyle papyon fular dumanlı kafalar asalar bastonlarla
dayanılarak
kakofoni bir kutu fosforlu uhuyu karanlığa buhur diye bırakarak
kim çekecek
azizim şamdanlara sarkmış fermuarları yerine geri, yukarı
Böyle
konuşuyordu iki ihtiyar, karşılarında yıkıldı yıkılacak Haydarpaşa
saat beş dedin
mi uyanan Harem, önlerinde şehrin ilk sıcak poğaçası
dillerinde iç
vezin geniş hece ilk dizesinden başlar şiir – akılları gayet yerinde
nasıl
kurulurmuş bir modern şiir içe dönmek varken f’nin iki yan bacağı üstüne[1]
Beş dedin mi
uyanır azizim Harem, sanki ara sokaklarında o dişlek otellerde
cıvıldamaktadır
kart sesli muhabbet tellalları – ben ‘arflerle sevişirken
ah hiç
ihtiyacım yok sessizliğe - midye satan
Kürt kabukları Biralı kusmukların
üstüne Bakılmış
memelerin üstüne ekşiyen bir dille içinden ta maçine
arasında
Rusyalı tombul bacakların, nerede Hürrem nerede Hürmüz
siyah gece
fonlu limon sarısı karanlık hayatların perası
kekeme kalmış
bir çocuk ittirir topal kendini sene 1980’dir
x Kürtçede bir
harf olabilir ama Türkçede sessiz bir cümledir
Maraş’a yağma
girmeden evvel - banka faizinde bir kalem
eski çantalar
taşır eski insanlar kıtlık dolu bir kıştan korkan
doğal seçki
çalışır bir umman hatip
küçük
düşülebilir halk jürisinin önünde kocaman
farfaralı bir
janjan sırıtır – Harem’de bir çarpı anıt giderek kalabalıklaşır
elektrik
faturasıyla intihar arasındaki tuhaf rabıta
sırıtır, kader çapı korkunç bir cümledir Türkçede
Harem’deki bakır ‘15’ten işitilen genizsiz Ortadoğu:
“Kaybolan
eşyalarınızdan Harem sorumlu değildir.
ne de yaklaşan
gemilerin içindekilerden.
italik yazılmış
karakterlerin boyunlarındaki eğrilikten
Harem sorumlu
değildir, ağır esrar perdesinden
Kader’den ne de
Selimiye’den, eylülün yedisinden
tüm kaleler
düşmüşken düşmemişliğinden
tuvaletsizliğinden
çünkü terk edilmişliğinden
piç eksilmez
dürüstlüğünden: ‘Burası Harem’
Harem tutulamaz bildiklerinden mesul de”
İstanbul’un kapısı Sirkeci olabilir ama Türkiye şehre Harem’den girmiştir[2]
[1] Bir
sigara icat etmiş ki Harem düzünden gösteriyor mors alfabesini
karanlıklarında çocuk kırıltıları
Harem imkânsızı başarmış o kadar perçemi düşecek
üstümüze
[2]
Kulağında yadsıyan ezanından kalma şu işaret sorusu:
Gönül tahtında
nedir Ece Ayhan’ın şahzadeyi şehzadeye yükselten
dönerken Osmanlıca gerisin geri